8 Nisan 2010 Perşembe

mavi,kahve,mavi,kahve,ma..

çizmelerimize veda etmenin zamanı geldi sanırım.. hava iyice ısınacak çok yakında..umarım :)
elbise:h&m
ceket:mango
çizme&çanta:mango
gözlük:pazar
kolye:koton

5 Nisan 2010 Pazartesi

gecikmiş post..

geçen hafta günlerden bir gün:) okul dönüşü çekildi :)
kazak:adil ışık
etek:mango
bot:stradivarius
kemer:ne aldığımı, ne nereden aldığımı hatırlıyorum
(fotoda çok komik duran) kolye:? onu da hatırlamıyorum

alzehimer başlangıcı olmasın!herşeyi unutuyorum:( hep konuşurlar bu konuyu:"öğretmenlerde daha sık görülüyormuş "diye..  :(

4 Nisan 2010 Pazar

gün:pazar

geçen pazar günü mati bizdeydi.akşamüstü market alışverişi sonrası biraz şımarmak istedik..hayat maximumda yapma çabalarımızla çok eğlendik.
eve döndüğümüzde hala bahçede oynamak için direten mızıkçı oğlumu ikna ederek  eve döndük.
eşofman altı:mng
kazak:zara
mont:stradivarius
ayakkabı:oysho

28 Mart 2010 Pazar

çok yaratıcı!

iki boyutlu ortamları üç boyutlulaştırma çabasının tersine insan vücudu ve eşyaları tuvalin parçası haline getirmeyi düşünmüş ve yapmış ALEXA MEADE.
eşimin ilgisini çekmiş; iki gündür anlatıyo.ben de önyargıyla klasik vücut boyama eylemlerinden bahsediyor sanıyorum.meğer öyle değilmiş..nedense böyle yaratıcı işleri gördüğümde sanki tam benim aklıma gelicekti bi başkası yaptı hissine kapılıyorum.hiç yaratıcı değilim!  neden benim aklıma gelmedi?? :(

ne giydim postu yaptım:)

Hiç içimden gelmiyordu blog açtığımdan beri ama, canıımm kardeşim Matissera kanıma girdi.Telefonla da olsa hevesimizi aldık.Daha güzel fotoğraflarla nice ne giydim postları dileyin bana:)
kazak/:adil ışık
etek:annemin eskilerinden, vintage
ayakkabı: ataköy
yüzük: matisseramın hediyesi :)

26 Mart 2010 Cuma

ne dinliyorum?

Bu günlerde arabada bu iki cd dönüyor.. FD yi geçen hafta sonu aldım, norah jones'u iki aydır bırakamıyorum..

16 Mart 2010 Salı

oğlumun dedesine doğum günü hediyesi

Dedesinin doğum gününde oğlum ona elleriyle yaptığı bir hediye vermek istedi.Ben de fotoğraf albümünü önerdim.dede ve torunun birlikte çekilmiş fotoğraflarından oluşan, "dedem ve ben" başlığını taşıyan ama aslında benim yaptığım bir albüm oldu.Yapmaya karar verdiğimizde akşam olduğu için evdeki malzemelerle yaratıcı bir çözüm bulmam gerekiyordu..














 

14 Mart 2010 Pazar

hediye yağmuru, şu blog dünyası

Bir hediye çekilişi daha.. bu sefer katılalım bakalım...ne kadar şanslı olduğum pek merak konusu değildir benim için.Bu sefer denemek istedim nedense.hediyeler aşağıda,ayrıntılı bilgi ise  burada..iyi şanslar :)


12 Mart 2010 Cuma

TURHAN SELÇUK...

Sade çizgilere derin anlamlar katabilmenin ustasına saygıyla...

10 Mart 2010 Çarşamba

yaratıcı blogger ödülleri

               Kızkardeşim sanırım bana torpil geçmiş ve yaratıcı blogger ödülü vermiş; bana? evet bana.henüz doğru dürüst post giremiyorum başka blogları izlemekten ama olsun bu ödüle layık olacağım!, evet olacağım.
 şimdi, kural 1: yaratıcı blogger logosunu yayınlayın! peki.. :)
kural 2:7 yaratıcı blogger ödüllendirin;

kural3:kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın;
             1-hayal kurmayı çok ama çok severim.Kendimi bildim bileli kalabalık bir sohbet ortamında bile kendimi hayal kurup,düşünürken yakalarım.Bu yüzden sohbete katılamayabilirim ve beni iyi tanımayanlar sessiz olduğum fikrine kapılırlar.

             2-Evet 5,5 yaşında bir oğlum var ve 33 yaşındayım.Ama haala küçük bir çocuk gibi hissediyorum.20-25 yaşından itibaren  eviniçekipçevirenevininkadını!  ve  amanallahımmükemmelanne!  kıvamında olan veya bunu amaç edinenleri anlayamıyorum.(eleştiri değil; sadece anlayamama...)


             3-İyi yemek yaptığımı ve bu konuda yaratıcı olduğumu düşünmeme rağmen kızkardeşim matisserawonderland, yaptığım tüm kurabiyelerin ne yaparsam yapayım kalamiticeyn kurabiyeleri gibi olduğunu söyleyerek beni öfkelendirir.

4-Avrupa rally şampiyonu olabilecek kadar iyi araba kullanırım! (kocam ve rallyci arkadaşları söylüyo, ben o kadar tevazudan uzak kişilikte değilim:))Hayallerimden biri de bu.Yeteri kadar param olduğunda katılıcam kaç yaşında olursam olayım :(



5-Başladığım işi sürdürebilme yeteneği yok bende :(

6-Müzik hayatımın bir parçası ya da daha doğrusu hayatımın fonunda var hep.Hep ama hep.Ve bir sır:(bunu yapanları merak ederim her zaman konuşmak isterim üzerine)sevdiğim şarkıları dinlerken klip çekerim, film tadında..

7-Resim de hayatımın bir parçası ve hala bir kişisel sergim olmadığı için hayıflanır dururum.(mükemmelliyetçilik! gırrrrrr...)

4 Mart 2010 Perşembe

Bir utanç!




Bu yazıyı kız kardeşim blogunda yayınladı, konuyla ilgli yeni cümleler kurmaya bile kalkışmak istemediğim için aynen iletiyorum.


Fotoğraftaki sevgili babam,
Grafiker, illüstratör,ressam,çizer...o benim canım babam. Ayaklı googleım.
Kendini bildi bileli sanatla, çizmekle, yaratmakla uğraşıyor, daha ilkokul ve ortaokuldayken yaptığı çizgi romanlarını hala zevkle okuyorum.
İşte bu adam yıllardır kendi mesleğini icra ediyor. O zamanlarda ve koşullarda bir akademiye gidememiş, çok istemiş ama şartlar bunu gerektirmiş. Ama bana sorarsanız ve onu tanıyanlara, güzel sanatlar okumuş bir kişinin onun gibi olması için 10 fırın ekmek yemesi lazım.
yıllardır çocuk kitapları resimliyor. Ve bu kitaplar okullarda okutuluyor.
Ama bilin bakalım bu yıl ne oldu? Milli eğitim Bakanlığı'nın yeni çıkardığı bir kanuna göre 4 yıllık Güzel Sanatlar eğitimi görmemiş olan kişilerin isimleri kitaplarda yeralmayacakmış, o yüzden babamda benden rica etti. Şimdi onun yerine benim adımı yazacaklar..Nasıl yani? Nasıl bir zihniyet bu? Nasıl bir geri kafalılık? Yıllarca emek vermiş, gurur duyulması gereken bu yetenek timsali insana yapılana bakın! büyük bir utanç! Başka birşey diyemiyorum.

25 Şubat 2010 Perşembe

car of the day-2-

insignia'ya bayılmıştım..ama biraz daha sportif olanı olsaydıı derken yeni astra yetişti. güzelmiş di mi?

24 Şubat 2010 Çarşamba

Car of the day-1-


mercedes clc serisi.. sportif,şık ve sıradışı. tam benlik :((

never today,but maybe in the future..-1-

Lacoste yazıyor diye dümdüz penyelerle çok şık oldum sanılası duygulara bir süredir ve hala anlam verememenin ötesinde gıcık oluyorum da denilebilir..Aaamaa bu asla lacoste giymem anlamına gelmiyor(kişiliksiz penye giymem anlamına da..)...Tenis oynarken giyerim mesela:)

Yani kısacası "asla, asla deme!"...

Bazen şu anda anlam veremediğimiz ya da nefret ettiğimiz ya da sadece hoşlanmadığımız belkide gıcık olduğumuz şeyler bir zaman sonra hoşlandığımız, bayıldığımız ve hatta kopamadığımız anlamlara bürünebiliyorlar.

Aynı durumu yaşayanlar vardır elbet benden başka.Ama ben asla asla demeyenlerdenim gerçekten.Özgür ruh bu olsa gerek..değişkenlik olumlu bir kavram, yenilikçilik:bazen saçma sapan olma pahasına..

Hatırlıyorum da 90'ların ikinci yarısı ve 2000'lerin başında her moda dergisinin röportaj sayfalarında "asla giymeyeceğiniz şey:" sorgusu "ayy iğrenç vatkalaarrr" cevabı ile özdeşikti.

2010 ise "vatkasız çıkmam abi" yılına döndü.Hem de öyle ceketin içi kesmiyor, gözüne gözüne dışarıda vatkalar, allı pullu, dantelli ,tüylü...

Demekk ki neymiş?

YAŞASIN!! NEVER SAY,NEVER!

20 Şubat 2010 Cumartesi

michael kors 2010 spring&summer...








Hem yalın, hem gösterişli ..


Bu yaz tek omuzları görmeye devam sanırım.. :)






Pastel renkler yaza damgasını vuracak gibi görünüyor; aslında özellikle pudra tonları.

1 Ocak 2010 Cuma

Çalan telefona hemen cevap vermek istese de, tam rimel sürerken telefona bakmaktan nefret ettiğini düşündü Leyla.Alelacele yaptığı işi bırakıp telefonun sesine yöneldi.Banyoda veya odada olmayan, salonun derinliklerinden gelen sesin kaynağına doğru koridordan koşarak geçti.Kanepe, masa, sehpalardan sonra diz üstü bilgisayar ile kalemlik arasına sıkışmış telefona cevap verdi.

Her zamanki neşeli ses tonuyla Eda arıyordu.Hazır olup olmadığını soruyor, "on dakikaya kadar oradayım! " diyordu.

Tekrar makyaj malzemelerinin başına döndü.Hep ucu ucuna yetişiyordu.O kadar da planlı yaşıyordu.Neden hep telaşla yetişiyorum diye hayıflanmadan edemiyordu rimelini sürerken.

Dolaptan şalını, ayakkabılıktan ayakkabılarını çıkarıp, parfümünü sıktıktan; çantasının içini bir gün önce kullandığı çantadan çıkardıklarıyla doldurduktan sonra hazır olacaktı...